3 Temmuz 2013 Çarşamba

Mısır'da halk hareketi ve darbe / Peki kim kazandı?

Selam dostlar...

3 Temmuz 2013, Mısır'da darbe görüntülerini izledik ve tarihe tanıklık ettik. Fakat tarihe tanıklık ettik derken sadece "darbe"den söz etmiyorum, aşağıda uzunca bunu açıklayacağım. Öncelikle bir giriş yapayım:

Biliyorsunuz, Erdoğan defalarca "Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanıyım" demiş, daha sonra bunu inkar etmiş, en sonunda da "O proje doğuştan, adımı atılmadan bitti" açıklamasını yapmıştı.

Daha önce de söylemiştim; yalan!

Fakat bugün itibariyle ben söylüyorum: Büyük Ortadoğu Projesi, Mısır'daki halk hareketi ile çok büyük darbe yemiştir, Türkiye'nin AKP'den kurtulması ile de son bulacaktır!




"MURSİ'Yİ HALK SEÇTİ" YALANI! 
2012'deki halk hareketi ile afallayan "dış mihraklar", kısa sürede olayı kendilerine lehlerine başarmış, Müslüman Kardeşler denen topluluk halkın devrimi adeta çalmıştı. Sonuç yönetimi eline alan Müslüman Kardeşler, Ilımlı İslam'ın Mısır temsilcisi Mursi'yi Cumhurbaşkanlığına aday göstermişti. Seçimlerin ikinci turunda Mursi'nin karşısında kalan tek aday ise Hüsnü Mübarek diktasından kalma Ahmet Şefik'ti. Anlayacağınız Mübarek'i deviren halk, ya tekrar aynı yönetimi getirecekti ya da Müslüman Kardeşler'in adayı Mursi'yi. Sonuç: yüzde 51 ile Mursi kazanan taraf oldu. Üstelik halkın sadece yüzde 45'i seçime katılmıştı.

Yani halk Mursi'ye muhtaç bırakıldı. "Kıstırılmış demokrasi"nin uzun süre ayakta kalması mümkün değildi; 1 yıl sürdü; halk yine sokaklara döküldü! Bu kez 1 yıldır ne ekonomik ne de demokratik açıdan hiçbir gelişim göstermeyen, aksine daha da gerileme gösteren Mursi halk hareketi sonucunda ordunun devreye girmesi ile devrildi. Mursi, Mısır'ın Erdoğan'ıdır. Şöyle özetleyeyim; Erdoğan'ın Türkiye'de "demokrasi" ve "sandık" üzerinden 11 yılda yaptığını, Mursi 1 yılda yapmaya çalıştı. Orduyu, yargıyı ve devlet kadrolarını tamamen Müslüman Kardeşler'in kontrolüne geçirmeye çalışmıştır. Yani Mübarek diktasının yerine bir zihniyet diktası kurmaya çalışmıştır. Sonuç ortada; Mursi artık yok.

Darbe seviciliği yaptığımı sanmayın; asla öyle bir niyetim yok. Fakat halkın sokağa dökülmesinden sonra Mursi'nin geri adım atmaması, halkı dinlememesi olağan sonucunu doğurdu, bunu kabul edelim. Darbeyi meşru göstermek gibi bir amacım yok tabii ki ama Mursi tek seçenek olarak bunu bıraktı; bunu da görelim. Aksi halde iç savaşa ramak kalmıştı. Halbuki güç (fazlasıyla!) elindeyken geçici hükümet kurabilme, erken seçime gitme kararı alabilme yetkisi vardı. O yapmadı, şimdi ordu yapıyor. Mursi orduya karşı da halkı kışkırtmaya devam ediyor.

ABD ELİYLE GELENLER, ABD ELİ İLE GİDERLER!
Mursi'yi oraya getiren de, orduya darbe yaptıran da aynı güç; bunun altını çizelim. Yani ABD artık halkın rüzgarına doğru hareket edip, ona göre oyunlar oynayarak "gelecek iktidarı belirleme" peşinde.
Aylardır Mursi'yi desteklerken, bugün halk sokaklara inince "Mursi halkı dinlemeli" deme noktasına gelen ABD, Ortadoğu'da artık çuvallamıştır. Bu kesin ve nettir.

Darbeyi açıklayan yani ordunun başındaki isim: EL-SİSİ'yi Genelkurmay Başkanı yapan kim dersiniz? MURSİ! Evet, Mübarek'in generallerini görevden alıp El-Sisi'yi göreve getiren Mursi, kendi adamı tarafından devredışı bırakıldı.

Sizce kendi adamı mıydı? Yoksa kendisi de, getirdiği adam da "birilerinin" adamı mıydı?

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in son bir haftada iki kez El-Sisi ile görüşmesi bir tesadüf olamaz herhalde...

Amerikancı ordu, Amerikancı iktidarı gönderdi. Yeniden Amerikancı iktidarı getirebilecek mi? Asıl soru bu! Ya da küresel çeteler arasında ekonomik alanda başlayan savaş, Ortadoğu'da iyice alevlenecek mi?

EL BARADEY ismine dikkat! 
2012'deki halk hareketini nasıl "Müslüman Kardeşler" çalmış, Amerikancı iktidar oluşturmuşsa, El Baradey ismi de bugün öne çıkıyor. El Baradey Rothschild'e yakındır yani İngiltere kanadına. Rockefeller-Rothschild arasındaki güçler savaşına sonra değineceğim.

Mısır halkı, hareketine sahip çıkıp darbeden sonra susmamalı, isteklerini dile getirmeye devam etmelidir. Bu temiz hareketin ordu eli ile kirletilmesine göz yummamalıdır. Aksi halde "birilerinin" bu süreci kendi lehine çevirmeleri çok daha kolay olacaktır.

Şu ana kadar süreci en doğru yorumlayan lider Beşar Esad oldu:
“Mısır’da olan şey, SİYASAL İSLAM denen şeyin çöküşüdür. Dünyanın her yerinde DİNİ SİYASAL EMELLERİNE ALET EDEN herkesin akıbeti de bu olacaktır”

Evet, Ilımlı İslam bitmiştir, emperyal-kapital düzen Ilımlı İslam'ı sömüre sömüre bitirmiştir. Artık ne Türkiye'de ne de Ortadoğu'da bu oyun tut-mu-yor!

YAŞASIN HALKLARIN DİRENİŞİ,
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!

Dipnot: "2-3 ay sonra gider" denilen Esad 2,5 yıldır koltuğunda oturuyor ancak 1 yıl önce büyük pohpohlamalarla gelen Mursi gitti. Öyle görünüyor ki Esad, Erdoğan'ın da gidişini görmeden gitmeyecek!

3 yorum:

  1. Mustafa Ernesto Zapata çok iyi saptamaların var yine takdir ettim. Şu an hala iç çatışma tehlikesi var. Ordu içinde de bölünmeler var diye bilgiler geliyor.

    Hep beraber yine, yeniden AMERİKA DEFOL diyoruz:
    http://www.youtube.com/watch?v=QXi47yrl-nw

    YanıtlaSil
  2. yine amına koymuşun olayın. süper tespitler.

    Rockefeller-Rothschild arasındaki savaştan bahsetmişsin de anlatmamışsın ki a.k öyle yarım bırakma lan.

    YanıtlaSil
  3. Bi genel seçim yapılması lazım ilk önce. Meydanlardaki halkın bağımsız adaylar belirleyip, organize bir şekilde oylarını kullanıp bu kişileri parlamentoya göndermeleri gerekiyor. Daha sonra başkanlık seçimi yapılmalı yoksa aynı it oyunu tekrar dönecektir. Halk bi kere gücünün farkına vardı; daha önceki oyunlar tutmuyor gerçekten.
    Aynı şekilde bizim de bağımsız adaylar etrafında; birebir muhatap olabileceğimiz ve oy verenlerini gerçekten temsil etme kabiliyetine sahip kişiler etrafında toplanması gerekli. Direk temsil en sağlıklı şekilde böyle yürüyebilir çünkü şu 'parti' düzeni gerçekten kokuşmuş ve temsilden çok uzak. Bu yırtık da dikiş tutmuyor artık.

    YanıtlaSil