24 Nisan 2014 Perşembe

Aydınlık Türkiye: Kapitalist modernizmden kurtulmak

Atatürk'le birlikte başlayan aydınlanma süreci, Atatürk'ten sonra bitmiş ve daha sonra üç farklı grup oluşmuştur.

1 Kapitalist modernizme (batıcı modernizm) kapılanlar. CHP'nin başını çektiği grup.
2. Sosyalist modernizmi (bilimsel/halkçı modernizm) benimseyenler. Solda azınlık kalanlar, Denizler, Mahirler ve Üniversite öğrencileri... (Mustafa Kemal'in yolundan gidenler)
3. Muhafazakarlar/Siyasal İslamcılar (Gericiliğe yenik düşenler ve kapitalist muhafazakarlar)

Sorunlarımızın temelinde bu var. On yıllardan beri "çağdaş yaşamı" öne süren siyasiler, kapitalist modernitenin esiri olmuşlardır. Bu yol çıkmaz sokaktır.

Kapitalist modernite söylemi, Öcalan'ın ortaya attığı bir söylemdir. Söylemi görüp Öcalan yanlısı bir yazı okumak isteyenler hayal kırıklığı yaşarlar, baştan uyarayım. Öcalan'ın çözüm yolu "Demokratik modernizm" söylemindeydi; malumunuz demokrasi, barış söylemleri kapitalizmin en temel silahıdır günümüzde. Öcalan kapitalist modernitenin karşısına "Kapitalist gericiliği" koyuyor, başka bir şey değil. Benim çözüm yolum bilimsel ve halkçı modernizmde saklı. Tanımı Öcalan'ın içerisine düştüğü çelişkiyi vurgulama adına özellikle kullandım.

Sosyalist modernite, solda bir ütopya olarak kalmıştır. Dönem dönem yükselmiş ancak askeri darbelerle bastırılmıştır. Dönüp dolaşıp geleceğimiz nokta ise burasıdır. Kaçınılmaz son bu olacaktır. Yeni başlangıç noktamız...

Muhafazakarlık ise temelde iki tip insanı içerisinde barındırmıştır: Kapitalist muhafazakar ve kapitalist modernizme kapılan muhafazakar. "Kapitalist muhafazakarlar" Cemaatler ve eğitimsizlik ile gericiliğe sürüklenmiştir. Türkiye'de özellikle 70'lerden sonra başlayan Sovyet karşıtlığı ile (sosyalizm/komünizm karşıtlığı) farkında olarak ya da olmayarak kapitalizme kucak açmıştır muhafazakar kitle. Halbuki İslam'ın kapitalizmle uzaktan-yakından alakası olamaz. Bu yüzden din tandanslı yaşamları ve söylemleri ile kendi içlerinde çelişkiler yaşamaktan kaçınamazlar muhafazakarlar.

Kapitalizm, kendisini de tüketerek bitirdiği için çıkmazdadır. Türkiye de ilk çıkmaza girecek ülkelerdendir.

Siyasal İslamcılar, kapitalizmle güçlenmiş ve aynı şekilde kapitalizmle çökmek üzereyken Türk solu nerede duruyor? Esas soru bu.

Solun "kalesi" görülen CHP, son tahlilde kapitalist modernitenin kalesi olmuştur. Yetmezmiş gibi artık batı karargahının da esiridir. ABD, TR'de çıkmazdadır. Batıcı iktidar ve muhalefetler halkı rahatsız etmektedir. Bu yüzden toplumun başkaldırı refleksi göstermesi kaçınılmaz. Her baş kaldırı, oranı değişmekle birlikte antiemperyalist/kapitalist harekete dönüşme ihtimali barındırır. Genimizde batı karşıtlığı var. Her ne kadar kapitalizme esir olmuş olsak da, ABD-İsrail karargahının en büyük düşmanı Türk halkıdır. (Bkz: Türkiye'deki Amerikan karşıtlığı)

ABD'yi korkutan, Türkiye'de girmiş olduğu çıkmaz sokaktır. Batı, AKP'yi güçlendirip alternatifsiz bırakarak kendi bacağına sıkmıştır.

Doğru/yanlış çeşitli sebeplerde CHP'yi alternatif görmemeye koşullanmış toplum, ABD'yi de çaresiz bırakmaktadır. ABD, AKP'nin yerine yeni bir hareket doğuramazsa halk AKP'yi yıktığında bambaşka bir Türkiye ortaya çıkacaktır; Aydınlık Türkiye.

Son aylarda gittikçe artan CHP-MHP eleştirilerimi bu anlattıklarım üzerinden değerlendirirseniz, farklı bir tablo ile karşılaşacaksınız. Mesele siyasi olarak CHP-MHP karşıtlığı değil, mesele ABD yolunda AKP'ye alternatif olmaya çalışanları durdurmaktır. AKP'ye alternatif olma adına batıya yanaşan CHP-MHP'yi batı karargahı yolundan çekip koparırsak; güzel günler göreceğiz çocuklar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder