Y-CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Y-CHP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2014 Perşembe

Perinçek - Aydınlık - Ulusal Kanal, Erdoğancı mı oldu?

17-25 Aralık süreci ile birlikte, Türkiye'de yeni bir muhalif türü ortaya çıktı. Bunlar, AKP iktidarının baskılarından ve politikalarından sıkılıp, kendi ideolojilerini/dünya görüşlerini bir kenara bırakıp, düşman gördüğü her kesim ile AKP'ye karşı ittifak kurabilecek noktaya geldiler.

Hatta öyle ki, Erdoğan yarın Amerikan karşıtı olsa, "NATO'dan çıkacağız" dese, Amerikancı olacak solcular/Atatürkçüler var.

Kim bunlar?

Y-CHP, bir takım Atatürkçü geçinenler, Fethullahçılar, liberaller, başıboş solcular.

"Atatürk'ün partisi" ünvanı ile %25'i garantileyen CHP'nin yeni yönetimi, Atatürk'ü reddetme noktasına gelmiş, Fethullahçılarla kolkola, NATO-ABD-AB şeytan üçgeninden bir adım dışarı çıkmıyor.
Atatürkçü geçinenler, Kılıçdaroğlu ve ekibinin tüm politikalarına rağmen hala CHP'nin izinde, AKP'ye karşı tüm gruplarla destek halinde; Kürt milliyetçileri dahil.
Başıboş solcular, elle tutulur pratiği olmayan söylemler ve eylemler içinde; salt söylem ve salt anarşizm.

Ve hepsi kolkola girip, Aydınlıkçıları suçluyor bugün;
"Aydınlıkçılar yandaş oldu!"
"Perinçek-Tayyip ittifakı"
"Ulusal Kanal, haberlerde Tayyip'i övüyor!"

Sebep ne peki?

Aydınlıkçıların, Cemaat'i 17-25 Aralık operasyonu ile kahramanlaştırılması tezgahına düşmemesi. Devletin, F-Tipi Çete'nin popüler söylem ile "inine girmesine" destek vermesi. Cemaat bu yüzden rahatsız Perinçek ve ekibinden. Avucuna aldıkları sahte muhalefet CHP-MHP ve türevi parti yönetimlerinin dışında gerçek muhalefet yapan bir parti, televizyon kanalı görmek istemiyorlar.

Erdoğan'la hiç yoktan 10 yıllık bir kavgamız var muhalifler olarak. Ancak bizler, muhalefet etmek için muhalif olamayız, bir görüşümüz, duruşumuz var. Erdoğan'ın bugün her ne sebeple olursa olsun ABD ve AB ile kırılmalar yaşaması, Rusya'ya yönelmeye çalışması takdire şayan. Meclis içindeki hiçbir parti böyle bir göreve talip değil. Ne CHP ne MHP, Türkiye'yi Atlantik cephesinden koparmayı hedeflemiyor. Düşündürücü değil mi?

Bu yüzden Avrasya'ya yanaşma konusunda Erdoğan'ı destekliyorum. Bu Erdoğan'la mücadelemizin devam etmeyeceği anlamı taşımaz. Ancak adaletli olup, doğrusuna doğru, yanlışına yanlış demek önce karakterimizin göstergesi ve insani görevimiz. Ve eleştirimiz sadece Erdoğan ve AKP'ye olursa, muhalefetin kendini düzeltme iradesi göstermesi imkansızlaşır.

Sadece hükümete muhalif olarak ortaya çıkan sonuç ortada;
Şeyh Saidçi, Seyit Rızacı, Amerikancı Y-CHP ve lideri "Atatürk'ün CHP'si değiliz" diyen Kılıçdaroğlu.

Bu mu iktidara alternatifiniz?

29 Kasım 2013 Cuma

Zıvanadan çıkan Kılıçdaroğlu ve Y-CHP

Üzülerek söylüyorum ki CHP'nin, dönüştürülen Türkiye'ye yani Yeni Türkiye'ye entegre edildiğine dair şüphelerim her geçen gün artmakta.

11 yıllık AKP iktidarı, muhalif unsurlara Anti Amerikancı ve milli bir görev vermişken, kitleler bunun farkına varmış/görevi üstlenmişken CHP'nin kendisini dönüştürmesi kabul edilemez. CHP'nin geçmişine ihanetidir bu.

Evet, Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretinden söz ediyorum.

ABD-İsrail-Suudi Arabistan-Katar-Türkiye, Suriye'de duvara tosladı ve birer birer geri adım atıyor.
AKP hükümeti dış politikada çuvalladı. Bunu daha önceki yazımda kaleme aldım.

AKP'nin bölgede yürüttüğü sünni-Amerikancı politikası yüzünden yalnız kaldı ve CHP durumu kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Buna diyecek sözüm yok, eyvallah. Ancak, bunu Ortadoğu'da masaya oturarak, Rusya ile ABD ile görüşerek yapmak varken, neden ABD icazeti almaya gidiyor Kılıçdaroğlu?

Kim veriyor bu akılları bu adama? Belli ki Sarıgül'ü aday yaptıran güç yine devrede!

"Bu sonucu nereden çıkardın, adam bir çok ülkeye gidiyor yine öyle bir ziyaret olamaz mı?" diyeceksiniz, biliyorum. Cevabını vereyim.

Kılıçdaroğlu ziyaret öncesi ne dedi?
“Bu gezi bizim Çin’e, Mısır’a, Irak’a yaptığımız gezi formatında değil”

Eğer komploculukta sınır tanımaz noktaya gelmediysem, bu cümle bazı şeylerin özeti niteliğinde.

Bir başka nokta...

Kılıçdaroğlu'nun havaalanında yaptığı açıklama var. Suçluluk psikolojisi ile uzunca bir metin hazırlanmış ve Kılıçdaroğlu kağıttan okuyup duruyor metni... Dakikalarca süren "Neden ABD'ye gidiyorum" açıklaması...


CHP'nin gayriresmi ekonomi danışmanı Kemal Derviş'in, Aralık ayından itibaren CHP'de daha da aktif olacağı söylentileri var. ABD ziyareti öncesi de Kılıçdaroğlu kendisinden akıl almıştı. Bunu not olarak tutalım.

Şimdi de Kılıçdaroğlu'nun birkaç aydır devam ettirdiği ve son günlerde iyice sıklaşan "tuhaf görüşmelerini" bir hatırlayalım.

25 Mart 2013, Kılıçdaroğlu NESA Başkanı Emekli Büyükelçi James A. Larocco ile görüştü. (NESA, ABD devleti destekli bir "BOP'çu" kuruluş) http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22896087.asp
09 Ekim 2013, Kılıçdaroğlu, Kemal Derviş ile görüştü. http://www.aksam.com.tr/siyaset/kilicdaroglu-oyle-bir-isimle-gorustu-ki/haber-251486
24 Eki 2013, Kılıçdaroğlu, Ricciardone ile görüştü. Kılıçdaroğlu, Ricciardone ile görüştü // Ricciardone ikna etti, Kılıçdaroğlu Washington’a gidiyor

Ve şimdi,  ABD ziyareti... Kimlerle görüşecek ve nerelerde konuşacak Kemal bey?

İngiltere’nin Washington Büyükelçisi ve eski Türkiye Büyükelçisi Sir Peter Westmacott ile görüşecek.
Barack Obama'nın Danışmanı ve Ulusal Güvenlik Avrupa Direktörü Karen Donfried ile görüşecek.

Brookings Enstitüsü'nde. (Tavistock'a bağlı çalışmalar yürüten, ABD politikalarını belirleyici unsurlardan olan enstitü) konuşacak.
Bipartisan Policy Center'da (Partilerüstü Politika Merkezi) konuşma yapacak. Eric Edelman ve 96'da Erdoğan'a iktidar yolunu açan Morton Abramowitz bu düşünce kuruluşunda görev üstlenmiştir. Muhtemelen Kılıçdaroğlu bu iki isimle de görüşme yapacaktır. Kurumun son dönemdeki AKP aleyhinde raporları dikkat çekiciydi. AKP'ye uyarı raporu

Dipnot: Washington'daki CHP resepsiyonuna katılanlar arasında Henry Barkey de vardı. Şu BOP aktörü ve Kürdistan'ın mimarlarından olan Henry var ya, heh işte o.

İsimlere bakın...

Tekrar düşünün, şüphelenmekte haksız mıyım?

Umarım yanılıyorumdur, umarım Kılıçdaroğlu ve ekibi çok zeki bir hareket yapıp İran/Rusya/Suriye ile birlikte başlayan ve İran-ABD ittifakını doğuran yeni uluslararası konjonktüre kendini entegre ederek Türkiye'yi ABD-Suudi Arabistan kıskacından kurtarmayı planlıyordur.

Umarım...