23 Ocak 2014 Perşembe

Suriye meselesi Erdoğan'ın son kurtuluşu

Devlet içerisinde yaşanan çatışma Gülen ve Erdoğan'ın küresel çetelere kendini kabul ettirmesine bağlı olarak sonuçlanacak. Neticede her iki taraf da dışarıya göbekten bağlı. Fakat Erdoğan dünya ekonomisini elinde tutan Rothschild ailesine kendini pazarlarken, Gülen cemaati Rockefeller ailesine kendisini yamamaya çalışıyor. 

Kavga sürecinde her iki taraf da "Bakın ben daha güçlüyüm, size daha iyi hizmet ederim" mesajı veriyor, verecek. Erdoğan'ın 17 Aralık operasyonunun ilk günlerinde ABD Büyükelçisi'ne ve ABD'ye atarlanarak "stratejik hata yaptığını" farketmesi ve ilerleyen günlerde bu söylemden vazgeçmesinin temelinde de bu yatar. 

Artık iki taraftan birisi yola devam edecek ve Erdoğan'ın yola devam edebilmesi için elinde kalan tek hamle Suriye. Bu yüzden son hamlelerini daha sağlam atmaya çalışıyor. 

CENEVRE ÖNCESİ "ZAMANLAMASI MANİDAR" KAMPANYA

Cenevre 2'den 1 gün önce TRT-AA-CNN-Guardian Esad karşıtı 'tertip kampanya' başlattı. Eşzamanlı olarak Esad'ın 11 bin kişiye işkence yaptığı iddiaları ile bazı fotoğraflar yayınladı. 

İddiaya göre fotoğraflar Esad rejiminde askeri polis olan "Sezar" lakaplı gizli tanık büyük bir gizlilikle dışarı çıkarılmıştı ve ilk kez yayınlanıyordu. Halbuki fotoğraflar 12 Ocak'ta bir Twitter kullanıcısı tarafından yayınlanmıştı. 


Fotoğraflarla ilgili rapor hazırlanmış, raporun finansörü Katar. Raporu hazırlayan İngiliz menşeili hukuk bürosu Carter-­Ruck and Co.

Carter-Ruck, fotoğrafları Suriye Ulusal Hareketi'nden edinmiş. 8 günde 3 kez görüşerek bütün fotoğrafları (55 bin) incelemiş ve doğruluğuna kanaat getirmiş.

Raporu hazırlayan ekip Sezar'ı “dürüst ve güvenilir bir tanık” olarak nitelendiriyor. (Ergenekon davası da Tuncay Güney'in "samimi ifadelerine" dayandırılıyordu)

Peki Carter-Ruck şirketinin müşterileri arasında kimler var? 

1. Recep Tayyip Erdoğan
2. Yasin El Kadı
3. Suriye'da terör gruplarına silah yardımları yapan Katar eski emiri Şeyh Hamad bin Halife es-Sani'nin karısı Sheikha Mouza Al Misnad.
4. Müslüman Kardeşler'in Tunus lideri Raşid Gannuşi
5. Fitneci Al Arabiya kanalı. Suriye-Türkiye arasında savaş çıkarmak için bir çok manipülasyona imza atmıştı. (Türk uçağı Suriye'de düşürüldüğü zaman, pilotların aslında kurtulduğunu, sağ kurtulan pilotların Rusya emri ile öldürüldüğünü iddia etmişti)

Hale bakın!

Suriye'yi işgale soyunan herkesin savunucusu Carter-Ruck, "Esad işkence yaptı" diyor, bizim de inanmamızı istiyor!

GÜLEN-KOÇ'UN YOLU 

İlgili fotoğraflar yayınlandığı akşam Fethullah Gülen, Rockefeller'ın yayın organı olan Wall Street Journal ile röportaj yaptı.

Erdoğan bugün Brüksel dönüşü Fethullah'ın Wall Street Journal demecini eleştirdi. "Yapılan söyleşi enteresan. O gazetenin kimin olduğu malum" dedi. Kendisi de 2003'te o gazete aracılığı ile Amerikan askerlerine dua etmişti; esgeçmeyelim. 

Wall Street Journal 'Esad rejimi binlerce kişiye işkence yaptı' kampanyasına katılmadı, hatta bu habere hiç yer vermedi. (bkz: wsj.com, wsj.com.tr)

Koç ailesi tıpkı Sabancı ailesi gibi Rockefeller ailesine yakındır. Rahmi Koç 2009'da Carnegie Medal of Philanthropy ödülünü David Rockefeller'ın elinden almıştı. Erdoğan'ın Koç'a yüklenmesini de bu detaylarla birlikte düşünün. 

Koç ve Sabancı aileleri Erdoğan'ı ve AKP'yi ilk yıllarda ölümüne destekliyordu, bu ayrıntıyı gözden kaçırmayalım ki bu cenahın en başından beri AKP'ye karşı olduğu algısına kapılmayalım:
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/198519.asp

Turkey Analyst adlı bir site var. Türkiye'de kimse takip etmiyor ama son savaşta Gülen hareketinin yanındalar. Yazarlardan biri, 15 Ocak'ta yayınlanan bir analizide de "Erdoğan'ın günleri sayılı mı?" diye sorgulamıştı. Cengiz Çandar analizi köşesine taşımış. (bkz: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cengiz_candar/akp_cemaat_catismasindan_rejim_sorununa-1172150)

Raporun bir sonuç paragrafı şöyle: 
"Son tahlilde, Gülen hareketi Erdoğan'ın tek adam yönetimine dair ihtiraslarını zaten boşa çıkartmış durumda. Türkiye, çok olaylı olacağı kesin bir şekilde, bir halefiyet mücadelesine şimdiden giriyor. Bu noktadaki temel soru,, Erdoğan'ın sahneden ayrılmadan önce Türkiye'ye ne kadar zarar vereceğidir. Türkiye'nin uluslararası itibarına, devlet kruumlarına ve ekonomisine hatırı sayılır ölçüde zararı zaten verdi. Bunun sonucunda Türkiye artık istikrarsız bir bölgenin istikrarlı mevzii değil, kendisi bir sorun. Daha iyi hale gelmeden önce daha kötü olacağa benziyor."

Turkey Analyst, The Central Asia-Caucasus Institute & Silk Road Studies Program adındaki araştırma şirketine bağlı. Kılıçdaroğlu, Washington ziyaretinde bu düşünce kuruluşunu ziyarette bulunmuştu. 

Erdoğan her ne kadar Rothschild'a yamanmaya çalışsa da Rothschild ve ona bağlı Soros medyası da Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmış vaziyette. New York Times, The Economist gibi Rothschild'a bağlı gazete ve dergiler gittikçe artan Erdoğan karşıtı yazılara yer veriyor. 

Erdoğan'ın kurtuluşu Suriye meselesine bağlı, bunu kendisi de farkediyor. Rockefeller ailesi Suriye konusunda ABD'nin pek de yanında görünmüyor. Sessiz kalmayı tercih ediyor.

90'lı yıllarda hayata geçirilen BOP çöktü-çökecek. Erdoğan BOP Eşbaşkanlığı görevini yerine getiremiyor. Mısır'da halkın Amerikancık Kardeşleri defetmesi ile ilk darbeyi yiyen BOP, Esad'ın direnişi, Rusya ve İran'ın dik duruşu ile Suriye'de en büyük tokadı yedi.

Cenevre 2'de 3 sonuç çıkabilir, Erdoğan'ın geleceği de buna bağlı.

1. Eğer Cenevre 2'de Esad aleyhinde bir sonuç çıkarsa (Rusya sayesinde pek mümkün değil) ve Esad devrilirse BOP yeniden devreye girecek. Erdoğan da görevine devam edecek. 

2. Eğer Cenevre 2'de küresel terörizmin ve selefi çetelerle mücadele sonucu çıkarsa Erdoğan bunun altında kalacaktır.

3. Cenevre 2 iki tarafın da konuşup, eli boş döneceği bir toplantıdan öteye gitmezse Suriye'deki çatışmalar bir süre daha devam eder, önümüzdeki dönemde yaşanacak olaylarla Erdoğan'ın geleceği netleşir.

Esad düşmezse, Erdoğan düşer. Bu artık çok net!

Not: Bu yazı genişletilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder